Sosyal fobi veya diğer adıyla sosyal anksiyete bozukluğu kişinin başkaları tarafından yargılanabileceği kaygısını taşıdığı toplumsal ortamlarda mahçup ya da rezil olacağı konusunda belirgin ve sürekli endişelerinin olduğu bir kaygı bozukluğudur .

Görülme sıklığı % 2,5 – %13 arasındadır. Genellikle 10-15 yaşlar arasında başlar. Kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Sosyal ve mesleki alanlarda kişinin performansını olumsuz etkileyerek hayat kalitesini düşürmesine rağmen etkilenen bireyler diğer psikiyatrik rahatsızlıklardan daha az tedavi arayışına girerler.

Sosyal fobik bireyler başkalarıyla etkileşimde bulunmalarını gerektiren ya da bir eylemi başkalarının yanında yerine getirmeleri gereken durumlardan korkarlar ve bu durumlardan olabildiğince kaçınmaya çalışırlar. Başkalarının kendileriyle ilgili olarak kaygılı, zayıf, aptal gibi, ya da beceriksiz gibi olumsuz yargılarda bulunacağını düşünürler. Seslerinin ve ya ellerinin titremesinin fark edilmesi endişesi gibi kaygı belirtilerinin fark edileceği endişesi ile toplum içinde konuşmaktan, başkaları ile birlikte yemek yemekten, içmekten yazı yazmaktan kaçınabilirler.

Daha az sıklıkla kişi böyle bir eylemi gerçekleştirebilmek için kendini zorlar ancak böyle bir durumda diğer insanlardan belirgin bir biçimde fazla kaygı yaşar.

Gelecekte olacak ve yaklaşmakta olan toplumsal katılım gerektiren bir olayla ilgili olarak önceden beklenti anksiyetesi denilen kaygıyı yaşamaya başlar. Beklenti anksiyetesi olayın korkulacak bir olay olarak algılanmasına yol açarak olayın öncesinde kaygı duyulmasına ek olarak olay gerçekleştiği sırada da kaygının şiddetlenmesine yani bir kısır döngüye yol açar.

Kişi eğer kaçınması mümkün değilse böyle bir olay sırasında yaşadığı şiddetli kaygı bedensel belirtiler oluşturabilir. Bu belirtiler çarpıntı, titrme, terleme, hazımsızlık, ishal, kas gerginliği yüz kızarması, ağız kuruluğu, şaşkınlık hali gibi belirtilerdir.

Tedavide ilaç tedavileri ve psikoterapiler uygulanır. İlaç tedavisi ortalama olarak bir yıldır. Terapiler içerisinde en çok kullanılanı bilişsel davranışçı psikoterapidir. Terapinin içerisinde kaygıyla başa çıkma eğitimi, yüzleştirme, bilişsel yeniden yapılandırma, yaşam sorunlarıyla başa çıkma eğitimi bulunur. Ayrıca yinelemelerin önlenmesine dönük teknikler kullanılır.